eskiden mahallemize gelen saticilar

Gündem

seyyar dönme dolapçı (bayramlarda gelirdi.)

sütcüleri atlamamak lazım... bizim maallenin sütcüsünün şam eşşee vardı beyaz..

oduunn gırdıraannn
seleleer satararımmm naylon tabaklar satarımmm eşyalar alırımmm
marul ha marul haaaaa marul haaaaaaa
gaynamışş darııııııııı
orhan gencebay ve ferdi tayfur resimleriyle dolu bir el arabasında ve onların şarkılarını yüksek sesle çalan dondurmacıı

(bkz: eskiciyaaaa.. eskiler alırımmm eskiller satarımmm.!!)
(bkz: liyeennnn vuaaar, sipeeett vuaaar)
(bkz: anadol arkasında salçalık biber satanlar)

(bkz: selee vıaarr, sebeetler vıaaar)

karbuz satanlar vardı buzu rendeleyip uzerine şerbet dökerlerdi el arabasında:)

(bkz: tüpçüler)*

gaynamıs darıcılarr olurdu genel de sarısın gencten bı olaan gezerdı seyyar arabasıyla......
sona bide halı kenarı diken dayılar gezerdi tam sen top oynarken gelir galenin yanına arabasını ceker sonaa bi iki saat gitmezdi ordan milletin halısını dikerdi , tabii bisde galenin yerini deistirirdik içimizden söylene söylene......
bide salçalık mevsimi baslayınca arabayla ev ev milletin salcalık biberini çekmek için dolaşan dayılar vardı......

özcan camasır suyunu unutmak mumkunmu yaaa..
birde kravat takan coook kibar mısırcı bir amca vardı ...

gözden dü$mü$ giysilerin dandik bir leence vaya bir düzine mandal kar$iliginda takas edildigi cingeneler.
yapilan takas'in bizim aleyhimize onlarin ise lehine oldugunu anlamak için ekonomist olmaya gerek yoktu.
i$in tuhaf tarafi;aslinda kaziklanmi$ olan haniminda bu takas i$inden karli ciktigini dü$ünmesiydi.*

dolmalık balcan gabak alan adamlar gelirdi bizim kövde.adamlar kuru balcanı alırdı borca para vermezdi soona bunnarın çoguna halk dersini verdi *
bi de dadlıcılar vardı

gaynamış darıı, siiit darı siiiit ya da: darı ğaynamıışş, darı ğaynamışş diye bağıran mısır satıcıları vardı, gerçi hala var ama öyle bağırdıklarını duymadım.

bir de "leeek leeek leeek" diye bağıran, çilek sattığını epey sonra öğrendiğim bir çilekci amca vardı.

datlıcı cimbomlu hayrettin vardı/var.
'sıca'ak sıca'ak dadlıııı sıca'ak sıca'ak...'
bide limonata satar onunda siloganı;
'yürekleri soğutüy....'
sonra yine aynı nakarat;
'sıca'ak sıca'ak dadlıııı sıca'ak sıca'ak...'

diveyli adında küçük bir barak köyünde çerçileri görmüştüm.çerçiler motorların arkasına koydukları bilimum cincık eşyalarla köy köy gezerlerdi bunlarda para geçmiyordu. malum barağın fıstığı boldur evin genç kızlarına da yıllık mahsulden payları verilirdi kızlarda bu fıstıkları kilolarca çerçiye verip karşılığında papatyalı takımın parçalarını, fincan takımları vs. gibi cincık eşyalar alırlardı çeyizlerini düzerlerdi.

çook eskiden annemin çocukluğunda yahudi satıcılar olurmuş, taksitle mal verirlermiş, alıan kadınla anlaşıldığı gün gelir aoooo gibi garip bir ses çıkararak dolaşırlarmış ve kimsenin kapısını çalıp parasını istemezlermiş ki kocalar ne alındığını ne satıldığını anlamasın sorup sorup kadını zor durumda bırakmasın.
kadınlar da yahudiye borcun kalırsa dininden gider diyerek, hiç borç bırakmazlarmış. *

- bi de yeşillik satan bi amca vardı

* nane tarhın sade yarpaaaak dey satardı

elinde çantasıyla dolaşan
gezici fenni sünnetçiler

la yorum bizim sütçü yeen yavan baarırdı...unutamim hala... amma gider uluk ekmek verir ufak gırık leblebi alırdık haaa..

- bir zamanlarda suburcu caddesinde bi hamam keseci vardı. yaşlı bi amcaydı ırahmatlı oldu herhal ortalıkta yok hamam keteti diye satardı.