haziran ayı gelik, üçüncü zahmeri de suya düşük, antepde durulacaaa galmeyik ya; nasreddin hoca da yağlı küfdeliii ayerledip avradı golundan gapıp doğan seleiksine bindiii kimi soluuu gızgallesinde almış ağam. yenge şemşiyeyi açık, şişe bacaklarının enterisinin açık galan yerini guma kömmüş, başlamış hoceyi miskilim zeytin yeeaaannnaan yeaaalaaamiya. hoca bakmış kine uşak devşek herkeş arısili çimiy, özenmiş maasim. "yeter heeeerif" dediii kimi yengenin elinden gurtulmuş, atmış gendini serin sulara. atmeya atmış amma ediy ediy olmey, ediy ediy yüzemey herif. urgaşıy urgaşıy hıııg, nediyse olmey bir gulaç atamamış. yeağlı küfde de ağır geliy tabi, bir anda söz meclisden dışarı böyük abdeze sıkışmış. denizden çıkanaca yetişemeyeceeeni anleyinca eliyin artıııı salmış maaaazemeyi suya. işi bitince direkt suyun yüzüne çıkan maaazemiye bakmııış bakmış, zoruna getdiği her halında belli "götümden çıkdı da baaa yüzgeç bellediy" diye sokrana sokrana çıkmış ağam dengizden.