aaşamın 8 i olmuştur ama evde yiyebileceği birşey yoktur. aslında daha kolay bişeyler yapılabilir ama canı illa da yağlı küfte çekmektedir, hem de epeydir yememektedir. tek başına yapacaktır ama olsundur yağlı küfte için değerdir.
uşağı yatıranaca yoğuramaz, uşak uyur uyumaz soğanıydı, salçasıydı, simidiydi hazırlar. leençenin başına geçip yoormaya başladı mı epeydir küfte yoormadıından olsa gerek eski yoordugu küfteler bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer gider. önce temetosun suyu ile sonra kattığı azar azar su ile yoorur yoorur yoorur. taa ki küftenin "dik"liği gedenece. yağını da ocakta yaktırıp döktümü üstüne şeyle coss deye. hele bi topak alıpta eline tavanın dibini sıyırdı mı, salçanın ve zeytinyaanın kokusu arasında mest olmuş yağlı küfteyi yemek için sabırsızlanmaktadır.
topakları yapıp tabağa dizdikten sonra yanında turşu ve ayranla hem de ekmeğe dürüm ederek adeta yerçekimine karşı koyup dünya sınırlarını zorlar ve bulutların üzerinde gezmeye başlar. aman yarebbim bu ne güzelliktir. ama saat gecenin 9:30 u olmuştur ve simit mademde şişer korkusu ile 2 topak küfte canı çok istesede dolaba konmuştur. ertesi gün yine iştahla yenmek üzere. yağlı küfte sevmek budur işte, öyle sevicin ki kalmışını bile severek yiycin.