1980'li -90'lı yıllardaki gibi 1960'lı yıllarda da sadece akyol ılkokulu'nun önünde satılan, istanbulluların "macun" dedikleri bir şekerleme türüydü.
adı zamanla kısalmış olmalı, benim çocukluğumda "somur somur bitmez"di.
galvanizli sacdan yapılmış derince bir tepsi içinde satılırdı. tepsiyi tanımlayayım: üstten bakıldığında bir daire ve tam merkezde küçük bir daire bölme daha. sonra uzatılsa dairenin merkezinde birleşecek sac bölmelerle ana daire sekiz (havuç dilimi) parçaya bölünmüş. her havuç diliminde farklı renkte bir macun olurdu. sarı, kırmızı, yeşil. tam orta bölme ise "ekistraydı". oradan istediğinizde aynı parayla daha aza yetinmek durumundaydınız. buna pazarlama yöntemi deniliyor. buradaki macun çok göz alıcı bir mor olurdu. leylak rengi, şimdinin magentası gibi.
macunun sarıldığı kemik renkli tahta çubuklar satıcı amminin önlüğünün cebinde dururdu ve muhtemelen çok "anti-hijyen"di. macunun temizliğinden, içinde kullanılan boyanın niteliğinden hiç söz etmiyorum bile. ama bu macundan yemiş ve elli yaşının üstüne çıkmış, hiçbir sağlık sorunu olmayan üç kişiyi çok yakınen tanıyorum(ben, ablam ve kardeşim).
yememiş olmak kayıp değil tabi. anlatacak bir eksik hikayeniz olur.