şallaklık hayata dair en samimi yorumdur: yüreğimizdeki o hiç ölmeyen çocuk gibidir,
onda bir çingenenin pervasızlığı vardır, hayat;yaşama sevinci kıvamında muzip
bir orta oyunu sahnesidir* onun için...
şallaklar genelde akran larından iri olurlar.ilk okul birinci sınıfta üçe verilmiş ışıl ışıl kafayla birinci sınıfların sırasında dev gibi bedenle durup hemen farkedilirler. hocanın
-oglum geçsene kendi sırana.. zavırlamasına
-bura benim gendi sıram diye cevap verirler
ve şallakların ögrenim hayatı ılkokul üçüncü sınıfta son bulur. ondan sonra tip de müsaitken baba zoruyla kasap yanında başlanır işe. ayrıca deli gibi kuvvetli olur bunlar ikinci sınıfta filan beşinci sınıfların kavgalarına giderler.ondan sonra da kasaplıga bişey kalmaz zaten omuzlarına atıp bi koyunu rahat taşırlar..bildiğin hayvan cüsseli adam gibi oturup kalkar yemek yerler..
bu evreden sonra da zaten kurban bayramlarında danayı devirmeler.koyunun derisini soyarak(sıyırarak )cıkarmalar falan gelir..