çoktandır maça gitmeym, şimdi devam ediy mi bilmem, evvel zamanlarda antepsipor'un maçlarında çok yaşanırdı bu sahne: antep gendi sahasında alışıldık mağlubiyetlerinden birini almak üzereyse, hakem i.nelik ediyse ya da rakip takım oyuncuları pislik yapıysa seyirci galeyana gelir, ıslıklar küfürler eşliğinde eline ne geçerse sahaya fırlatırdı. stadın içinde ne bulucun da fırladıcın? daş, bozuk para, minder, gazete... o zamanlar pet şişe yok, plastik çakmak yok, çakmak dediğin dabanca gadar gıymatlı bişey... gendini eyice gapdıranlar bir nokdada dayanamaz, çıharır yumurta topuklu gondurasını atardı sahaya.
e, gondura da eyle goley vazgeçilecek bişey deel. bu sefer tribünden inip tel örgüye yapışır ve başlar iki buçukçu çocuklara yalvarmaya:
- şşii, la şu gonduranın tekini atsana bura. şşşii la iki buçukçu, sana diyim la, olum atsana şu gondurey! kime diyim la, şu gondurey at la! olum bak gelirim orıya ha!
haakem hocasına ökelenmişin, antepsiporun golunu ofsayt deyn vermemiş, saanı, solunu yoklarsın atacak bi şey bulaman, burda öökeyi endirmenin tek yolu vardır... ayakkabı fırlatmak.