gaziantep'in muhtemelen tek ve en büyük ormanlık alanı olup, anteplilerin pazar günlerinin vazgeçilmez mekanıdır.
anteplilerin, havanın güzel olduğu pazar günleri sahreye gittiği, kebap yellediği ve anteplinin yeşile olan özlemini bir nebze de olsa gideren orman içi dinlenme tesisleri.

pazar günleri çoğunlukla aileler gelirken, pazar harici günlerde antepli erkeklerin erkek erkeğe içmek ve eğlenmek maksadıyla gittikleri yerdir.

girişte ödenen ücretlerin maraşa gittiğini öğrendiğimde sinirlenip dumur olduğumu söylemem gerek
ayrıca kendinden olma değilde el dikimi bir ormanlık alan diye duymuştum
muhtemel "dülükbaba" adındaki bi zat tarafından dikilmiştir ağaçlar

antebe amerikan hastanesini kuran amerikalının öncüğünde dikilmiştir. ıçinde dünyanın en eski yerleşim birimi oldugu iddia edilen magara mezarlar vardır.
zamanında antepteki ermenilerin sırf bu magaralarda buldukları altınlarla köşeyi döndükleri hatta elin amerikalısının burayı ihya etmesinin nedeninin de bu tarihi zengnlikler oldugu söylenir.
(bkz: yeri ordan adamın gunaanı alma)

sahresever eniştem sayesinde kar yağarken iki tike kebap için arabada titreye titreye beklediğimiz yer.

görmeyenler yemyeşil sanmasın arkadaşlar gayet tozlu ve su için kuyruk beklenen bir yerdir.ama bu haliyle bile geç giderseniz oturacak banklar için bir hayli dolaşmak gerekebilir.
genelde menü çay yaaalı küfte ve kebaptır.
titiz antep arvatları bulaşığı o tozun içinde taşıma suyla yıkamadan geri dönmez sanki evde su yok gibi.

final dershanesi antep'e ilk geldiğinde sırf bu sahre merakı yüzünden gelen olmuyor diye pazar gününe ders koymamış diye duymuştum.doğru mudur bilmem.

dülükbaba, cumartesi günleri organize ye işe gitmeden sabah ormanın içine girmeden ıl trafik in karşısındaki boş alanlarda sabahın 07:00 da kebap yellenen ve serviste giden arkadaşlar geçerken etin yağını mangala atıp mis gibi kokutup duman çıkartılıp çatlatılan yerdir

pazar günleri çevre yolundan şehirlerarası otobüsle geçen ve antebi iyi tanımayan yolcular, dülükbabanın üzerine çöken yoğun mangal dumanını görüp "amaaaan orman yanıyo şefer beeey, itfayeyi arayalım" diye haykırabilirler. normaldir.

antep?in 12 km kuzeyindedir. buradaki kentin adı dolichenos?du, antik çağda ise antiochia at tavrum deniliyordu. paleolitik dönemden bu yana yerleşimin izleri bulundu kazılarda. şarklı mağara?nın duvarlarında ilk sayı sisteminin kullanıldığı tesbit edildi. paleolitik dönemden fosiller ve ok uçları da ilk kez dülük?te ortaya çıkarıldı. yazılı kaynaklara göre hititlilerin en büyük tanrılarından teşup?a adanmış baal tapınağı bulunuyordu. günümüze ulaşamadı. dülük köyü ve dülük ormanları içeresinde çok sayıda kaya ve yeraltı mezarı ortaya çıkarıldı. büyük bir nekropol görebiliyoruz. burada daha sonraki dönemlerden bir türbe de var. dülükbaba tepesi denilen yerdeki türbe kentin araplar tarafından fethi sırasında ölen sahabe davud-u ejder?in mezarıdır. dülük baba ıstanbul?un telli babası gibidir. ama bir farkı da var. dülük baba "evde kalmış kızlara" karışmıyor. o sadece erkeklerin evlenmesini sağlıyor *.öyle inanılıyor.
*

haftaiçi ganneci mekanı

eski adı dülük dağıdır. 60lı yıllarda gazianteplilerce, özellikle ortaokul ve lise öğrencileri tarafından, ağaçlandırılan bu tepelik artık dülükbaba ormanı olarak adlandırılmaktadır.

defineciler tarafından talan edildikten sonra keşfedilen tarihi mekan...

girişde ödenen paranın maraşa geddiğini düşünmek mademin bulanması için yeterince böök bi olay

la yorum liseye giderken az ağaç dikmedim oraya. her dayım bizi ağaç dikmeye götürüylerdi oraya

gapısının önünü yanı nizamiye yi yenişden yapıcılarmış
pıroce gözel. allengirli bişey

dün gene yangın telikesinden tüm antebi ve balcan kebabı sever sahrecileri, dülükbaba hayranlarını allah gorudu.
böök bi yangın telikesi atladdık.

seetkamil belediyesinin güzelleştirma çabası icine girdiği bu amaçla bi tene de gölet yapıcıymış ekolojik filan olucuymuş gölet.