antepli mamet askere gitmiş. eline cam parçası batmış. komutanı sormuş:
-komutan: ne oldu mehmet eline?
-mamet: komutanım süllüme çıkarken elime cıncık battı.
-komutan: süllüm ne demek, cıncık ne demek?
-mamet: baya bildiğin süllüm ve cıncık komutanım. sen cıncığı bilmez misin?
-komutan: biz seninle anlaşamayacağız galiba. oğlum şu ökkeşi çağırın da gelsin aramızda tecümanlık yapsın. (ökkeş gelir)
-ökkeş: komutanım mamedin eline tağadaki kanne kırığı batmış.
-komutan: oğlum ökkeş, kanne kırığı ne derken, bir de tağa çıkardın başımıza?
-ökkeş: baya bildiğin kanne kırığı işte.
-komutan: oğlum başka antepli yok mu, çağırın gelsin, biz bir türlü anlaşamadık.
-antepli hösün: komutanım arkadaşımın eline ölbenin yanındaki cam kırığı batmış analşılan.
-komutan: git ya oğlum sizinle anlaşmak ço zor. sen de ölbe demeye başladın. tercüman bile sizin dilinizden anlamaz. demiş