antepte mühendis olmak zor iştir. her işten anlayan antep halkı tabiki her türlü işi o işin mühendisinden daha iyi bilir. bu yüzden mühendislerle zaman zaman antep halkı arasında anlaşmazlıklar doğar. okulunu bitirip nadide memleketine gelen genç mühendis başlarda çok idealist ve azimlidir. ben antepi kalkındıracağım, eşi bulunmayan eserler yapacağım gibi saçma düşüncelere sahiptir. ancak ve ancak gerçekleri görmesi uzun sürmez. ınşaat sahasına adımını basan genç inşaat mühendisi veya fabrikaya adımını atan makina mühendisi ve buna benzer mühendis tipleri ordaki çavuş, usta ,amele ve buna benzer abilerimiz tarafından fena halde aşağılanırlar. şantiyeye adımını atan mühendis ile oradaki çavuş arasındaki müthiş rekabet türkiyenin hiç bir yerinde yoktur. ınşaat çavuşu (işçilerin başında duran 50 yaşlarındaki adam) mühendisi test eder. 'söylee bağaalım bu demir kaç kilo taşır' şeklindeki inanılmaz soru karşısında şok olan mühendis öğrendiği mukavemet, betonarme,yapı statiği bilgilerini hatırlamaya çalışır. amma velakin böyle saçma bir sorunun cevabını verebilecek tecrübesi olmadığında kem küm eder ve işe 1-0 yenik başlar. arma bu durum hep böyle sürmez. mühendislikte kazandığı pratik düşünme kabiliyetini çavuşu harcamak için kullanacağı günler çok çabuk gelir. ve çavuşun 30 yılda sahip olduğu tüm bilgiye 3 ayda ulaşır. ama artık o mühendislik vasfını kaybetmiştir. çünkü daha çok buraya ne kadar beton gider, ağaam bu bize kaça patlar gibi sorular mühendisi de mühendislikten çıkarıp esnaf-çavuş-mühendis haline getirir. yani sonuç olarak antepte mühendislik yapmak her babayiğidin harcı değildir. zor zanaattır.