inkar edildiği takdirde kör zimin olunacak mefhum...
ilginç tarafı ise bu hakimiyetin zımni olmasıdır. antep ailesinde yaratılmış sahte "evin reisi bobadır, evimizin direeee, bobangız ne derse o olur" ambiansının büyüleyiciliğine kapılıp kendini aslan kral sanan
herif; aslında
avratın gerçekleşmesini hedeflediği amacı için daha önce kurguladığı strateji çerçevesinde sadece ve sadece kendine biçilen rolü oynamaktadır. işin sanatsal tarafı tam da budur işte;
herif "herşey benden sorulur" zannıyla kartondan tahtında üfürük kraliyetinin keyfini çıkarırken ve dışardan bakan gözler de durumu "ben bilmem beyim bilir; herif ne der ola" minvalinde algılarken, aslında herkesin yaptığı tam olarak
avratın gizli hedefi için "itaat" dekoru arkasına saklanmış emirlerine amadelikten başka birşey değildir...
aslında bu yaşananlar "antep avradının zekası asenadan daha kıvraktır" diye bir genelleme yapılsa; çok da yangış edilmeyeceğinin bariz ispatıdır... zira
avratın bu iktidara sahip olmakta kullandığı silahlar, dünyanın neresine gidilirse gidilsin herhangi bir kadının sahip olduklarından ve kullandıklarından daha fazlası değildir... o da tüm hemcinsleri gibi çemkirir, dırdır eder, küser, başı ağrır, gaza getirir, cilve eder, yıkar yağlar vs vs... buradaki maharet ihtiyaçları önceliklerine göre sıralayıp bu çerçevede kaynakların, daha önceden tesbit edilmiş amaçlara yönelik dağılımında kusursuz eşgüdümü sağlamaktır...
sonuçta herşey yerli yerindedir; herkes düşünmesi gerektiği gibi düşünmekte, görmesi gerektiği gibi görmekte, hissetmesi gerektiği gibi hissetmekte... ormanın derin kralının planı saat gibi işlemektedir...