gaziantep'in yetiştirmiş olduğu en büyük alimlerden biridir.

babamın kendisinden bizzat ders almışlığı olup, ıslam dininin hizmetkarı olan nice ender insanlardan biride adil hoca efendidir. gaziantep te hemen hemen her insanın, hakkında birşeyler bildiği adil hocayı burada paylaşmayı kendime görev adlediyorum;"kendisi türkiye de yetişen ender karilerdendir.mısırda mustafa ısmail, abdussamed gibi ünlü karilerle beraber ders almıştır. mısır el ezher üniversitesini birincilkle bitirmiş daha sonra diplomasının denkliğinin kabul görmemesinden dolayı suriye de bir üniversite daha bitirmiştir.

gaziantep'te bir çok camide*hatiplik yapmıştır. vaizlik yaptığı camiler kendisini dinlemek isteyenlerle dolup taşmıştır. aynı zamanda gaziantep lisesi ve ömer özmimar ımam hatip liselerinde din kültürü dersine girmiştir.adil hocamızın yetiştirdiği talebeler arasında merhum milletvekili bedri ıncetahtacı, hollada da rektör olan prof.dr.ahmet akgündüz, hollanda da öğretim görevlisi olan fatih özberk, şu an şehitkamil belediyesi başkan vekili olan bekir öztekin*salman büyüköz, ısmail yılmaz ve mustafa akgün kazakistan'da din görevlisi olarak hizmet vermekte olup ve daha ismini bilemediğim ve şu an türki cumhuriyetlerde hizmet yapan birçok talebesi bulunmaktadır.

adil hocamız cuma namazlarındaki vaizlerinin yanısıra haftanın üç günü*birçok camide sayıları 300 ü bulan genç-yaşlı,talebe-esnaf birçok kişiye kuranı kerim öğretmiş, hadis ve fıkıh dersleri vermiştir. benim de mezunu oldugum hoşgör fatih kuran kursunun da temelini attıran ve hocamız sayesinde 1996 dan bu yana belki de sayısı 500'ü aşkın hafız yetişmesine vesile olmuştur.

gaziantep imizin bu manevi mimarının tek gayesi memleketindeki insanlara bir besmele dahi öğretebilirmiyim acaba olmuştur.ve çok şükür ki talebeleri birçok yerde şu an hizmet yapmaktadır. bu güzide insan 1999 yılının şubat-mart aylarında sabah namazından sonra talebelerine ders verirken rahatsızlanır ve 1 ayı aşkın süre hastanede yatar ve 4 nisan 1999 günü vefat eder.

hocamızla ilgili güzel bir iki olayı sizinle paylaşarak sözümü bitirmek istiyorum. bir gün mısırın zenginlerinden birkaç kişi adil hocamızın akşamları ders verdiği camiye gelirler ve hocamızla birgörüşme yaparlar.hocamızdan mısıra gelip kıraat dersi vermesini karşılığında hocamıza araba, ev, yüklü miktarda maaş vereceklerini söylerler. hocamız gözleri yaşararak; ben bu insanlara acaba bir besmele öğretebilirmiyim çabasındayım der ve teklifi geri çevirir.

gaziantepteki birkaç iş adamı ile hacdan gelirken rahmetli sani konukoğlu; ''hocam kabeyi son birkez daha görebilir miyim ?'' sorusu üzerine hocamız karşı dağı göstererek oraya bakmasını istemiştir.dağa bakan konukoğlu kabeyi görünce bayılmıştır.

ışte hocamız böyle keramet gösteren ve kendisini hizmete adamış bir şahsiyettir.gaziantep büyük bir üstadını kaybetmiştir. ve üzülerek söylemeliyim ki halen yeri doldurulamamıştır.rabbim(c.c. )hocamızın mekanını cennetten bir köşk eylesin ve hocamızla birlikte efendimiz(s.a.v) cemalini seyretmeyi nasip eylesin...

adil hocanın nükdedanlığına dair bir anektod ;bir defasında; ?ey cemaat mübarek gecelerde bile olsa camiye geldiniz. sefa geldiniz hoş geldiniz. bakın ne güzel, sanki hamama gelmiş gibi inşallah günahlarınızdan da arınmış, temizlenmiş olarak evlerinize döneceksiniz. yalnız eve dönerken, yoldaki lağım çukurlarına, derelere tepeler dikkat edin! temiz temiz eve bile giremeden, geri kirlenmeyin. üstünüzü başınızı batırmayın. yazık bakın temizlendiğiniz bir işe yaramaz sonra!? diye nasihat etmişti.adil hoca demek istiyordu ki; yaptığınız tövbe ve ibadetler sayesinde elde ettiğiniz güzellikleri tekrar günah işleyerek yok etmeyin.

bir not ise şöyle: ispanyadaki öküzler 'gırmızı'ya düşman bizim öküzler 'yeşil' e düşman diyerek kıvrak zekasını bir kez daha göstermiştir.