ayni zamanda hem keyif ehli hem de caliskan olmak, is yaparken akilli, gozuacik ama sark kurnazi ve uckagitci olmamak, disarliklarin anlamadigi nevi sahsina munhasir bir dil konusup, dunyanin en guzel yemeklerini yemek, dunya yansa, uzaydan asteroid dusse sahreden ve kebapdan vazgecmemek, cabuk ofkelenmek ama yufka yurekli olmak, misafirperverlik'in canini cikarmak ve diger bilumum guzel anadolu hasletlerini uzerinde tasimaktir.
kendine has bir dili ve deyisleri olan guzide bir ilimizdir. bu kadar yakin iki sehrin birbirinden neredeyse tamamen farkli agizlara sahip olmasi cok sasilacak bir durum. gerci antep'le adana urfa da birbirine hic benzemez. cok merak ediyorum karadenizde de boylemi acaba diye.
bi de soyle bi fikra duymustum,
sabahlari evinin dogusunda kalan tarlaya giderken gozune gunes giren kilisli, ayni gunesi aksam da eve donerken yemektedir. bunun uzerine soyle dedigi rivayet edilir, "gunes bile bizi sevmoor hep bu anteplilerin yuzunden"