avrupalı arkeologların
antebin muhtelif yerlerinde yaptığı çalışmalar bilimde çığır açmakla birlikte tarihin yeniden yazılmasına vesile olmuştur...
dülükbaba ormanında yapılan kazılarda:
gizli mağaralar bulunmuştur...bu mağaranın paleolitik çağdan kaldığı tahmin ediliyor...mağara içinde çeşitli fosillere rastlanmıştır...ortada,sofra olduğu tahmin edilen bir
savan fosili,tabak fosili,bardak çanak fosilleri bulunmuştur...tabakların içindeki yemeği bişeye benzetemeyen bilim adamları
zeugma arkeoloji müzesi laboratuarına inceleme için götürdüğünde
antepli mühendisler incelemeye bile gerek kalmadan bunun
yağlı küfte olduğunu anlamışlar...yidiğimiz küftenin tarihi taaaaa paleolitik çağlara dayanmaktaymış ta haberimiz yokmuş...
mağaralarda rastlanan resimler ise bilim adamlarını hayrete düşürmüştür...o çağlarda insanların mamud,kaplan,it,pisik ne bulursa avladıklarını ve ateşi dahi bulamadıkları için etleri çiğ bir şekilde yedikleri zannediliyordu...fakat mağarada bulunan duvar resimlerinde garip resimlere rastlanılmıştır...zira bir kafın figürü önüne bulunan bir kabın üzerine abanmış ne yaptığı anlaşılamayan birşeyler yapıyor...anlaşılmadığı için antepli arkeologlar da
* araştırmaya dahil olmuşlar...çok ilginçtir bu kadının
küfte yoğurduğunu anlamışlar...
bir başka duvar resminde ise erkeklerin mamud değil de daha ufak bir canlıyı avladıklarını görmüşler...bir kaç erkek yakaladıkları ufakca bir hayvanın ayaklarını tutmuş bir diğeri taştan yapılan bıçağıyla bu canlının boğazını kesmekte...bir yandaki resimde ise bu canlıyı baş aşağı ağaca asmış bir şekilde bir şeyler yapmaktadırlar...anlaşılan o ki burada kesilen de
halliktir...
(anlamadığım şey hallik nasıl evrimleşmeden bu güne gelmiştir... yerim lan evrimini biz maymun deelik)
bir başka resimde anlatılanlar ise oldukça ilginçtir...
bir grup insan,tarla olduğu tahmin edilen bir yerde bitkilerle uğraşmaktadır...yeni bir gıda keşfettikleri anlaşılmaktadır...akabindeki resimde ise hepsinin elinde garip bir cisim var...ellerindeki bu garip cisimlerle birlikte omuz omuza yaslanarak bir çember oluşturmuşlar ve ellerindeki cisimi havaya kaldırmışlar...ilk bakışta bunu anlamaya çalışan yabancı arkeologlar o zamanda yapılan bir tür ritüel olduğunu düşünseler de yine bizim arkeologlar bunu da anında çözmüşler...bu grup
balcanı keşfetmiş ve sevincini
yah çekerek kutlamaktadır...
(zılgıtın ne zaman icad edildiği bilinmemekle birlikte icad edildikten sonra kadınların buna ne zaman dahil olduğu hala gizemini korumaktadır...)
bir başka mağarada bir başka resimde ise:
garip bir cisim üzerinde ateş yanmakta ve dumanlar çıkmaktadır...bir erkek figürü çömelerek oturmuş bu ateş çıkan cismin başında beklerken resmedilmiş...
* antepli arkeologlar şaşkınlıklarını gizlemeyerek buna da teşhisi koymuşlardır...evet bu bir mangaldır ve
tarihin ilk kebabı yapılmaktadır...antepliler şaşırır...zira ilk insanların antepliler olduğunu kanıtlayan onlarca bulgu çıkmıştır ortaya...
çalışmalar boyunca tarihin yeniden yazılmasını sağlayacak bir çok kanıt çıkmasına rağmen son mağara bilim adamlarının küçük dilini yutmasına,yüreklerinin hoplamasına,yimeden içmeden kesilmesine,
mümbüllerinin çekilmesine neden olmuştur...bugüne kadar insanların iletişim kurmak için geliştirmiş olduğu dilin daha sonraki çağlarda bulunduğunu zanneden bilim ve bilim adamları bu mağarada yazıya rastlamışlardır...
evet yeni bir çağ başlamıştır...bu çağ bütün dengeleri alt üst etmiştir...
son mağarada,yazı olduğu tahmin edilen şekiller vardır...herşeyi bildikleri için yine antepli arkeologları çağırırlar...onlar da şaşkınlıklarını gizleyemezler...mağarada ilginç şeyler olmaktadır...
küfteyi icat eden,
balcanı keşfeden,
mangalı bulan,tarihin ilk kebabını yelleyen,sevinçlerini
yah çekerek kutlayan bu insanlar ilk dili ve ilk yazıyı da bulmuşlardır malesef...
mağara duvarlarında:
"auşamua ne yisek"
"aurad auaşama pilov yap"
"maumaed"
"raufak" * *
"auşe"
"naulet"
gibi şeyler yazmaktaydı...
bu kadar zengin bir kültürün çok daha eski çağlara dayandığı tezi ortalara atılsa da bunu ıspatlayacak bir kanıt bir belge yoktu...bu kazı ve çalışmalar gösterdiki uygarlık,hayat,medeniyet ilk olarak bu topraklarda başlamış ve sadece bu topraklarda değişmeden günümüze kadar gelmiştir...
küftemiz,
dilimiz,adetlerimiz,
yah çekişimiz,
kebabımız ve daha nice değerlerimiz ta o zamandan başlayarak günümüze kadar gelmiştir...
yaşasın antepli olmak...
yaşasın küfte,yaşasın balcan,yaşasın hallik nesli....
yeniden yazılan tarih şu başllıkları da beraberinde getirmiştir:
balcan imparatorluğu
balcanlı bayrak imparatorluğu
hallikliler
pendir uygarlığı
kebap imparatorluğu
söğürme ırkı
fıstık uygarlığı
gibi gizli kalmış onlarca uygarlık ve medeniyet,yeniden yazılan tarihte yerini almıştır...