sırtarmak
sırtarmak
haince ve içten pazarlıklı insanların gülümsemesidir..
-görüyng demi fatma deze, ben yere yuvalanınca nasıl da sırtarı sırtarı gülüydü..
kıyafetin uyumsuz olması, birbirine uymaması durumunda da kullanılır..
-get gızz, o buluz eteğen üstüngde yeen sırtarmış acı altıga başga bişey gey..
diş göstermek; ufak bir sorunda dostluğu unutup kavgacı bir havaya girebilmek yeteneği gösteren kıymet bilmezlere atfedilmiş gözel bir antep sözcöö
yine değişken yerlerde kullanılan bir haneemiz. yerine göre "bıyık altından gülmek" ve "sırıtmak" anlamlarında kullanılır.
ayrıca herhangi bir kişinin bir yerde hor görülmesi o ortama yakışmaması anlamında da kullanılır.
-anam bu bizim gelin beni deli edici.giden gün yirik öznura gedikdik gabile bizim gelin dayım dayım yıtık tumandan çıhar kimi çıhıydı,oldugolmadıg yerde yog eyle yog beyle gercik gercik...yog anam yog eni sonu arvadaazlı oluma boşadıcın gennini olmuy yanı biliymin yeen sırtarıy bizim ayilede,heee.
bazı halfeler azıcık bişey bildiklerini hissetdikleri zaman hatir gönül tanımadan hemen sırtarıylar. demeyler ki antep kültürü eyle bir kültürdür ki bazı ailelerin bildeeni başga aileler bilmez.
ing: bare one's teeth (düşmanca tavır göstermek)