rahmatlı anamın gününü hatırladım bir de.
sabah erken biz yatıyhan gahardı, ara gapıdaki ocaklığın üstüne gazanı goyar, ocağı çalı çırpı odunnan yahardı.
gaynayan bu suynan şorba yahut simid aşını bişirirdi.
sooona bulaşıkları yıhar, bizi yedirir, çayımızı bişirir, ohula gönderdi.
daha soona ise gene bulaşık, çamaşır, temizlik, ev işi, tertip, düzen.
buzdolabı yokdu.
çamaşır mekinesi yokdu.
bulaşık mekinesi yokdu.
fırın yokdu.
fırınlı ocak yokdu.
tost mekinesi yokdu,
saç gurutma mekinesi yokdu.
irediyo yokdu.
televizyonyokdu.
alatirikli süpürge yokdu.
yemek ısıdan mikro ocak yokdu.
su arıdma mekinesi yokdu.
güneş enercisi yoktu.
yemek masası yoktu.
mobilya dahımı yoktu
yatağ odası mobilyesi yoktu.
mutfag gereçleri yoktu.
anam 24 saat evde çalışır, üsdelik gelen mısafırlara da hızmat eder, yatak yorgan döşşek serer, artan vahdında da babamın bütçesine yardım için yün eğirir, gergah işler, malefe diker, yorgan köpürdü.
eyle eve temizlikçi filan alma kimin adette yokdu.
zatilem evler bi oda ve yeen güççüktü.
hele bide şimdiyi düşünün bahalım.
bundan dolayı geleceği gören antepli bööklerimiz vahdı zamanında yen dadlı söylemişler bu sözü: