şahince
kırmızı ak ve kara toprak yanıyor
göğünüyor mor kayalar dağlarda
salkım saçak bahçelerde bağlarda
üzüm yüklü tiyeklerin damarları sızlıyor
ve kuruyor dallarında zerdali
zümrüt zeytin yere düşmüş çürüyor
açlıktan ağlarken ürkek gözlü çocuklar
ağaçları öksüz kalmış antep'in
ötmez olmuş fıstıklarda bülbüller
kepezli toliler peyikmiş
akbabalar başımızda dönüyor
öfke göğe çıkmakta
hışım yere iniyor
mehmet sait asıl adım
yırtıcı kuş adın aldım
bir atılgan şahin oldum
yuva tuttum yüceleri
fransız antep'i sarmış
bir halkı bir halka kurmuş
örs paslanmış çekiç durmuş
bakır değil bakırcının dövdüğü
demir değil demircinin dövdüğü
köşkerin dövdüğü gön değil
düşmanın döşüdür
gayrı durulacak gün değil
savaşmanın çağıdır
çağıdır savunmanın
ekmeği
ateşi
işi
anteplinin büyük düşü
kutup yıldızıdır gecede
şaşmaz
umut yemişidir yücede
düşmez
ışıldar yüreğinde
çapalı'ya otağ kurdum
"beri hay"la gelir ordum
dört cephede cenge girdim
duman ettim niceleri
çırak ocağı yakıyor
kalfa körüğü çekiyor
kurşun eritiyor usta
cephedeki çete dosta
tezgahta mermi döküyor
kükürt ve söğüt kömürü
biraz güherçile ile
fişeğe barut yapıyor
yoğuruyor ham demiri
kan-teriyle mayalıyor
çelik yontucusu ustam
horoz sesi duyuluyor
şafağın kızıl duvağı
özgürlüğün gelinine
ağarırken sevda ile
umut fidanını diktim
kan olup köküne aktım
karanlığa yıldız ektim
siperlerde geceleri
yayılıyor kan kokusu
ağır ağır dört bir yana
cepheye cephane ve su
taşıyor sırtında ana
ve ananın çocukları
karıncaları isyanın
özgür yeleli asya'nın
kıvılcım çiçekleri
fişek dolduruyorlar atölyede
karanlığı delen kurşunda
ışığı var gözlerinin
yetim yettim yemen gördüm
hep gözümde tüttü yurdum
bir çileli ömür sürdüm
er tanıdım acıları
ve kalenin mazgalında bir çete
kulağı kirişte tetik duruyor
kırmızı kayışlı davul gibi vuruyor
isyan ateşli mangal yüreği
yivi seti alnımızın çizgisi
alnımızın yazgısı
yağız bir namludan görüyor hasmını
ve düşünüyor derya gibi derinden
ipin ince yerinden
yarın kırılacağını
kuşçudağı'nda kuşatmanın
mutlak yarılacağını
nice nice koçyiğidin
yere serileceğini
altı bin al yıldız aktı
bizim şafak böyle söktü
şehitlere ağıt yaktı
suna boylu bacıları
gözlerinde çıngı çakan çeteler
obalılar abalılar yoldaşlar
derlenmişler deste deste
barışta usta
savaşta usta
kıraç toprak insanları
şimdi kandil karşısında
oynaşırken kocaman kara gölgeleri
birer efsane gibiler
yarın gün doğunca tanda
basacaklar düşman kolunu
kesecekler yolunu
elmalı köprüsünde
elmalı köprüsünde
düşmanı yoram dedim
balaban boğazında
başına vuram dedim
çift kanadım kırılınca
dört bir yanım sarılınca
yürüdüm adım adım
üstüne üstüne ateşin
tutuştum şahince
bağrıma batınca süngü
kanımda eridi sanki
düştüm şahince
dostlar bağlayalım sözü
biz şehidiz antep gazi
gönüllere gömün bizi
gömün bizi
ozan telli