tarafımdan bizzat denenmiş olaydır. on on iki yaşlarındaydım. ıki üç günlüne nenemgilde galıydım. tabi televizyon haricinde heç bişey yok. o yüzden canım sıhılıydı. aglıma birden kolonyağının saçı beyazlaştırdığı geldi, söyleyip dururlardı. düşündüm deney yapmaya garar verdim. birkaç kez elimle saçımı çekiştirdim. elimde kalan 5-10 saç telini bir iple bağladım. nader zordu yav. bi türlü düğüm dutmeydi. soona kolonyağı şişesinin delikli gapağını çıharıp saç tellerini şişenin içine sarhıttım, ipin ucunu şişeden dışarı çıharddım tabi. aynı poşet çayı kimi yanı.. heee. *
sabaha gadar içinde galdı saşlar.. sabah kaktım. ama aklıma öğlene doğru geldi. heyecanla şişeye baktım. bütün tellerin bembeyaz olmasını bekleydim. bi baktım ki ne bakim. * tellerin hepisi de olduu kimi galık. heçbirine bişey olmayık. ondan soona annadım ki kolonyağı saçı beyazlatmaz... *. *

kolonyağı: bildiğimiz kolonya...
kolonyağı esprisi kolonyanın gündelik hayatımıza girdiğinde "cologne" veya italyanca colonia olan adını memleketim insanı, ilk yıllarda "gül yağı"" tarçın yağı" gibi buda bir şeyin yağıdır deyip koloya yı uzun yıllar kolon yağı yapmış.
şımdilerde pek kullanan kalmasa da kolonya uzunca bir süre kolonyağı olarak telaffüz edilmiştir.

ofiste gelen misafirlerin masanın üzerinden alıp yıhanacak kadar dökünmeleri beni çileden çıkartığı için msanın üzerine goymama gararı aldığım,çekmeyecede saklamanın en gözel yöntem oldoonu düşündööm hatta para kasası olsa onun içinde bile saklanmaya değer olabicek bi sıvı oldoo ganati uyandıran ferahlatıcı bişey