çamlığın orda oturan gözleri görmeyen bir halam var, güççükken onlara her gittiğimde "çıt çıt" sesleri duyardım. o mahallede fıstık gırıylardı. halamgil de ailecek bu işten geçim sağlıyorlardı. ınce bir iş, eziyetli bir iş ama halam ve çocukları oturur sürekli fıstık gırarlardı. hep hayret ederdim; "çocuklar falan tamam da halam nasıl beşarlıy bu işi?" diye. oturur izlerdim, arada yemek için hamleler yapardım da el malıdır, günah olur diye korkuturlardı. elleşmeden izlerdik eyle.
2-3 yıl oldu, fıstık gırma işini tergediler ya da fıstıkçılar başka bir yöntem buldular ellaam. artık göremiym çünkü.
ne zaman çıtlak fıstık yiyecek olsam o görüntü aklıma gelir... aha bu başlık da baa hatırlattı gene, hem halamı hem de çifte kavrulmuş antep fıstığını... hele ben bi bazara gediym ağam!..