safarı sıklaştırarak başladık iftar yemeğine, topun atılmasından sonra
meyanın dibine vurduk.
gelecek kebapların hayalinden pendir ekmeen yüzüne pek bakan olmadı.
kebapların gelmesiyle ortam derin bir sessizliğe büründü. kebapların tükenmesine yakın gelen küşnemelerle nirvanaya ulaşan sözlük ahalisinin sesi
yeten çıkmaya başladı. bazı arkadaşlarımız ısrarlara dayanamayıp iyi yemek döküleceene kötü garnım yırtılsın diyerek artan küşnemeleri tuvaladı. dışardaki halfeler duyuym dedikleriizi ha...
ufak firelerle kalenderde devam edilen zirvede türk sanat müziği orkestrasına haşıl, yoğurt koydum dolaba, kundurama kum doldu türkülerini çaldırabildik. orkestranın bu jestine yahlar ve zılgıtlarla karşıık verdik. müzüğe ara verilmesini müteakip ortamı şenelden işbilir ustabaşımız yirmiyedi
* yeni gelenlernen eskileri gaynaştırmasını bildi. laklahı şakşahı gırla gediyken erceden gedenler oldu.
sona galan ekibe mekan saabinin ciğer ikramı ise zirveye gözel bi nokta goydu. erceden gidenler dedikleriizi duyuym ha. nedek ağam zirvelere gelmeyende erceden geden de çok şey gaçırır ağam.
bir geleneksel iftar zirvemiz de beylecene noktalanmış oluy allah nice nice iftarlara nasip etsin. şimdiden de söyleyek yahında söör zirveside yapıcık haaa. sovna vay ben duymadım vay ben görmedim demeng.