bugün atatürk'ün selanikte doğduğu evi gezdim. bahçenin giriş yolunun kenarına açılmış gazete kağıdı üzerinde güneşte kurutulmaya bırakılmış fıstığı görünce rüya sandım. gittim biraz alıp yemeğe başladım. sonra elçilikteki yaşlı rum hizmetlilerden biri koşarak yanıma geldi. adam fırça çekmeye başladı.
- vre sen bilir misin bu nedir. ziyan edeceksin.
- dayı biliym tama ben bunu.
- sen nerelisin de bakayım bana
- antepliyim
- vre benim babacigim antepliydi. komşilarimiz var orada. onlar gönderir bunu bana. ye oğlucum ye.
* *