bizim öyle bi argo anlayışımz var ki, tanımlamak zor, hatta istanbul ağzıyla karşılaştırıldığında sıfır... mesela şarkılardan örnek vericek olursak; rashit-dinazor(dinazor daşşağı demiş şarkıda), hayki&yas-baymadan(piç, göt demiş) hatta ve hatta ösym götümü ye diye şarkı yaptılar da dava açtılar uşaglara... otorite dedikleri kimseler böyle şeyleri görünce "türk gençliği nereye gidiyor?", "saygısız bir nesil yetişiyor" gibi yorumları anında bastırıyo. işte resmi türkçe, istanbul ağzı diil de
anteplice olsaydı böyle şeyler olmazdı asla. biz bu işi asırlar önce çözmüşüz çünkü :) onların argo saydığı kelimelerin nerdeyse hepsi bizim günlük konuşmalarımızın parçalarından (bkz:
anteplicede icinde got gecen deyimler cumleler)(bkz:
pisik dassagi)(bkz:
bobeyn gabrine siciym)... ingilizcedeki the gibi her cümleye "la
*"yla başlıyoruz; onlarda "lan" demek bile ayıp. herşeyi öyle argo saymak gibi bi saçmalığa ne gerek var ki? çünkü herkesin yaşadığı şeyler anlatılanlar. hele böyle şeyler için gavurca kelimeler kullanıyolar ya, beyinlerini saçma sapan kasmaktan başka bişey diil. gavurca kelimenin kibarlık bonusu var ya, anlatılmıya çalışılan şey de kaba olunca, kaba+kibar=0 sönümleniyo :) aklına geleni söylesene arkadaş, dönderip dolandırmıya ne gerek var? biz bu işi öz be öz türkçe kelimelerle patadak hallediyoruz işte.
ama galiba bu olay diğer memleketlere göre antepde küfürlü konuşma oranın oldukça fazla olmasını sağlamış :) olsun. bizim kibarlık ölçütümüz böyle... kibar olucam diye üzülüp büzülmiye gerek yok.
ergiş bürgüş daha güzel :)
(bkz:
deezeyn dassaa olsa dayin olurdu)