bir zamanlar destancılar vardı
bir zamanlar destancilar vardi: pazar yerlerinde uğruna destan yazılmış bir olayı anlatan destancılar,bir yandan yazdıkları destanı okuyup çığırırken bir yandanda matbaada bastırdıkları yazılı metni satarlardı... kasetçarlar yaygınlaşınca okuma olayını boyunlarına astıkları teyp kaydını çalıp satmaya başladılar.
sanırım çocukluğumuzun o destancıları orta asyadan beri süre gelen bir geleneğin son temsilcileriydi...
destanlar nedense ikinci hamur kağıda (gazete kağıdı gibi) koyu pembe harflerle basılırdı hep.. (ucuza geliiydi zaar..) sıkılıkla silik bir de resim olurdu olayla ilgili..
ben bir tane gördüm bu zamana kadar, aynen yukarıdaki tarife uygun biriydi. bunların köydeki versiyonlarına da hakiyeci denirmiş vaktiyle. günümüzde bir tane kaldı sanırım bu destancılardan...
tabahana'da, garşıha'da menşur bir destancı rafık vardı...
boynuna apallo niyetine kullandığı teyibini asar, hem ağlar hem de sohakdahı avratları höngür höngür aladırdı...
ne oldu bilmiym, destancı rafık'a da bi destan yazan oldumu ola..?
kimisinin yazılarıda ispirto irrenginde olurdu, mirekep yerine ispirtov gullanırlardı zaar o günün behrinde.