sunnetler simdiki gibi hastahanalarda yapilmeydi. sunnetci diye elinde cantayla sokak sokak gezenler vardi. mensur sunnetcilerinde dovenleri vardi. simdi geziylermi bilmeym. ciksorutun en mensur sunnetcisi sunnetci resit ti. doveni ciksorut yokusundan asagi inerken soldaydi.
(bkz: sunnetci resit)

sünnet yaptıktan sonra özel olarak bastırılmış kağıda, ilaç yazınca ve bana nasıl kullanacağımızı tarif edince acaba tıp dörtden mi terk diye bayağı merak etmişliğim olmuştu..

(bkz: sünnetci nuru) karakabir yohuşundan yoharı doğru çıharhan sağ koluyun üsdünde bi düveni vardı. altı gardaş hepimizi de daa 7 günnükken o sünnet etmiştir. sünnet ettirmiye de emletmiye de ninem götürmüş bizi. artı hangımızın sünnetinde oluk bilmeym amma ninemnen aralarında şu ilginç gonuşmanın geçdii rivayet edilir.

-ninem :bee kele nuru ammi bu oğlanı ergi mi sünnet ediksin nediksin.
-sünnetci nuru:yok kele bacım hele bi bahıym. yok anam yok ne ergisi yav, bu böyüdüü naal galem kimi olur, yimesine de doyum olmaz bunun.

beni 1950'lerin en menşur sünnetçisi tabahanalı rahmatlık berber teyfik daha üç günnük altı baalı uşahgana sünnet edik.
bu berber teyfik sonalarıda gardaşıynan birlikte böök pasacda öteberi sataydı ellam...

yeenimi sünnete götürüktüm meşur sünnnetci reşide bacımdada gelikdi reşit ammi öbür olanınki ergi oluk acıbunu düzgün et deyikti reşit ammide nedici herif eline alıp halayın başınamı geçici deyikti şu gn aklıma gelir hala gülerim (bu arada reşit ammi beni vede iki olumuda sünnet etmiştir)

(bkz: inneci alo)
(bkz: inneci adil eksen)