anteplinin yemek için yaptıkları

mesela sırf çorbası güzel diye osmaniyedeki seç tesislerine kahvaltı için çorba içmeye gidilirdi bir zamanlar.
(bkz: antepli sahrede bi malhıtalı küfde yimiye yeddi yer gezer) derler. siz kebap yemek için girilen halleri düşünün o zaman.
sabahın köründe güneş doğmadankalkıp ciğer kebabı yiyip, beyran içmek
kala altındaki maviş fırınına lahmacun yaptırıp ordan trafik kontrolün orda çamlıca sitelerinin karşısında nar ekşiliyi bagajın ustunde yermek.
kilise gedip kilis gatmeri yimek, bu arada pasaj gezip gaçak çayın eyisini aramak.. aslında yimek yimiye biryere bi şehre getmenin yanında hasbelkader gedilmiş herhangi bir melmekette bile oranın en eyi yiyceeni arayıp bulma uçun mesai verir antepliler..
antepten belen'e tava yemeğe gitmek
gecenin üçünde ciğerci haydarın kapısında beklemek
soorde kebap etmek
maraşa dondurma yemeğe gitmek
yazlıkta mangal yapmak için antepten et getirtmek
eylül ekimde kış için kasaba 50 kilo sucuk yaptırtmak
antep halkının 6 gün çalışıp bi günde yemesi meşhurdur.ılk önce küfteyle antreman yapılır sonra kebaplar şişe saplanır.
bir hafta sonu rahmetli özal antebe geldiğinde dülükbabadan çıkan dumanı görünce telaşlanmış yanındakilere -orman yanıyo galiba demiş.
yanındakiler ise -yok efendim antepliler hafta sonları hep buraya mangal yapmaya gelir deyip özalı sakinleştirmişler.
erdemli' de denizi bırakıp narlıkuyuya lokma tatlısı yemeye gitmek....*
hangi şeeerler arası yolda gederseniz gedin yol kenarında oturup dolma yiyen biri varsa bilin anteplidir..antepli uzun yola dolmasız çıkmaz....(lahmacun da olabilir)
genelde batı illerinde amaç buluşmak, yemek ise araçtır. ama antepte amaç yemek yemek, hazır yemek yerken de bu anı sevdiklerinle beraber geçirmektir. yemek bir tören havasında geçer. etler bir gün öncesinden terbiyelenir, dolma felan yapılacaksa önceden ayarlanır, yufka varsa ıslanır,
mangal, şiş, kömür tedarik edilir. ış bölümü yapılır ve tören başlar. mangalın başına davet sahibi geçer. yanında da çoluk çocuk varsa damat, yiğen hepsi mangalın başında dururlar. bu esnada mangalın başındaki abi etraftaki gençlere hayat dersleri verir. aman garılardan uzak durun, musrif olman, okulunuzu bitirin, siyasete bulaşman gibi enterasan öğütlerde bulunur. yavaş yavaş mangalın da verdiği hararetle gençler mangalın başından uzaklaşmak isteseler de mangal reisi onları bırakmaz. - hele ağam nere gidiyseğiz, hele yellen biraz bakim magalı, mahmet elim koptu hele, diyerek mangalın başındaki otoritesini korumaya çalışır. etleri ateşe koyduktan sonra gergin dakikalar başlar, kıymaya sıra gelince en zorlu an gelmiş demektir. kıymanın ateşe düşme ihtimali mangal reisini fena halde gerer. eğer kıyma ateşe düşerse önce ateşten kurtamaya çalışır baktı olmuyor yanındakilere alçak sesle - bak yoğrum gıyma böyle saplanmaz öğrenin siz yapman böyle şeyler diye çaktırmadan eti saplayana laf sokar. neyse kebaplar masaya konur. sofrada 10 kişi varsa ayıp olmasın diye ev sahibi 30 kişilik et hazırlamıştır. o 10 kişi de ayıp olmasın diye 30 kişilik eti yer. böylece masadan klasik yorumlar gelir. -yoğrum mahmeet biraz fazla gaçırdık zaar şeklinde yorumlar yapılır sonra 2 tepsi baklava ve meyve yenir. üzerine çay içilir. milletin yavaş yavaş uykusu gelmiştir. çünkü vucut kişinin daha ne kadar yiyeceğini kestiremediği için kendini koruma moduna alır ve kişinin uykusunu getirir aksi taktirde protein zehirlenmesi, bağırsak enfeksiyonları olasıdır. ve sonunda davetli olan misafir - ağam haftaya da biz sizi çağırıyık der ve bu döngü sonsuza dek sürer.
yoğurtlu yemek haspirsiz olmaz deyip bi koşu kilisten antepe gelen demir kanalıcı'yı rahmetle anıyorum
adana'da okurken, cuma akşamı kafaları çekip, cumartesi sabaha karşı 4'de otobüse binip metanet'e çorba içmeye gelmek ve ailelerin haberi olmasın diye saat 9'da otobüse binip geri adana'ya dönmek.
bide şeyle bi hanek vardı yeen sevdeem.göyüyn huyunu biliyn,kellenin suyunu niye içiyn....yeen gözel bi hanek..
bazarları sozlüğe entry girmek dururkene duluke gidip kebap etmek
antepliler için bağ evinin bkz: yeen bir önemi vardır. yazları her pazar mutlaka ama mutlaka bu bağ evinde geçirilir. sabahtan gidilip bkz: bazlama ve bkz: antep pendiri ile kahvaltı yapılır. öğlene küfte yağrulur ve akşam için de kebap pişirilir. bağ evine genelde hısım akrabalar ile birlikte gidilir. yazları doyulamayan bu aktivite bazen kışın da daha kısa süreli olarak gerçekleştirilir. soğukta-yağmurda kebap yediğimizi çok hatırlarım da hatırladığım en kış dönemi aralık ayında amcamların bağ evinde kebap yapıp yemişliğimizdir.
- ramazanda iftara içmeye miyan şerbeti almak için oruç oruç sıcağın altında 2 saat sıra beklemek
zaman: 70ler
yer: istanbul'da bi antepli öğrenci evi

günlerden bir gün gençler acıkırlar. canları da kuru fasulye vb. besinleri tüketmekten sıkılmıştır. antep style bir yimeg isterler. birinden fikir çıkar "la yoorum böön yoğurtlu patata bişirsek nası olur ola?" bunun üzerine istanbul şartlarında yoğurtlu patates pişirilir. ama bişey eksiktir. uşaqlar kazana bakıp bakıp yimeen şeklini şemalini yoğurtlu patatese benzetemezler. düşünürler ney eksik ney eksik ola dey... bi de bakarlarkına o misgilim yimeg haspirsiz galıg. gençlerden birisi "hele dışarı gediym bakıym haspir bulurum beki" diye dışarı çıkar. çıkış o çıkış. beklerler beklerler oğlan ortalıkda yoktur... 3 gün sonra kapı çalınır. genç dostumuz elinde haspirle dönmüştür. " temam şimdik yiyebilirik işte" diyerekten içeri girer. ötekiler de "yoorum arhadaş necoldun sen? yimeg mi galıg ortada. yidik getti eyle" derler. peki bu 3gün genç dostumuz napmıştır? istanbulda mısır çarşısını filan dolaşmıştır. fakat haspir bulamamıştır. ala yeri diyerekten otogara gitmiş ve antep otobosuna binip antebe gelmiştir. evine geldiğinde şuna benzer bir diyalog geçmiştir:

anne: beiyg! oğlum nerden çıktın kele ne dadlı ettin de geldin. hoşgeldin
genç: anne evde haspir var mı? yoğurtlu patatese gerek
anne: heye var da nedicin şimdi onu?
genç: hele acı bi iki çimdik ganevize go da ver. acelem var

oğlan istanbul otobüsüne biner, evlerine geder ve gururnan elinde haspiriyle kapıy çalar...*


zaman: 21. yüzyıl
yer: gene istanbul

bi gün bi antepli istanbuldadır. arkadaşlarına gerçek kebabı yidirime derdine düşmüştür. ama bi sorun vardır ki oldukça büyüktür: istanbulda adam akıllı et yoktur... antepli kişi antebe telefon açar kasabına et hazırlatır ve antepdeki bi tanıdığa haber verir: gasapda benim et var acı baa yolla onu heerif... et kasaptan alınır, oğuzeli havaalanına kadar garada yolculuk yapar et. uçağın kargosuna verilir. 4-5 saat sonra antepdeki tanıdığa yine bir telefon gelir. telefonda istanbuldaki antepli kişi teşekkür etmekte, kebaplarını afiyetle yimiş olmak suretiyle sevinmekte ve istanbullu arkadaşlarının karşısında haklı övünç sahibi olmaktadır. bu olayda ilginç olan ne peki? o et, hallik dnaları, küşleme parçalar nerdeyse ses hızına ulaşmıştır. işte antepoğlu bunu başarmıştır!

bunlar inanılması zor ama yimeg&antep ikilisi* sözkonusu olunca gerçekleşmiş olaylardır. bence birinci olaydaki kahramanımıza gaziantep valiliği, il kültür müdürlüğü vb. kurumlar tarafından antep yimeglerinin inkişafında ve yaşatılamsında sarf ettiği çabalardan dolayı plaket verilmeliydi...
  • /
  • 2
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort